Vücudumuzu oluşturan ve uyum içinde çalışması gereken sistemlerin (kas-iskelet sistemi, sinir sistemi, dolaşım sistemi, solunum sistemi, sindirim sistemi, boşaltım sistemi) iletişim ve bağlantılarını temel alarak, bu etkileşimlerin normal seviyelerde çalışması için el ile yapılan tedavi yöntemleri bütünüdür. Bu tedavide amaç; semptomları ortadan kaldırmak değil, sorunun ana kaynağını bulmak ve tedavi etmektir. Bunun için insan vücudu anatomik, nörolojik ve fizyolojik olarak çok iyi bilinmeli, sorunun asıl kaynağı bu bağlantılar yolu ile bulunmalı ve açıklanmalıdır. Böylelikle daha doğru ve kalıcı bir iyileşme sağlanmış olur. Osteopati, bütün yapıların normale dönmesi, sirkülasyon ve metabolizmanın tekrardan düzenlenmesi temeli üzerine kuruludur. Bu tedavi ile vücudun otoregülasyon (kendi kendini düzeltme) sistemi aktif hale getirilerek hastanın iyileşmesi sağlanır. Osteopat vücuttaki problemi sadece ağrı olan bölgede aramaz. “Uzun zamandır farklı tedaviler denediniz ve ağrınıza tam çözüm bulamadınız mı? Belki de ağrınızın farklı bir sebebi vardır.” felsefesinden yola çıkarak; hastanın şikayeti ve diğer rahatsızlıklarını sorgulayarak, osteopatik muayene ve testleri yaptıktan sonra, eldeki verileri nörofizyolojik ve anatomik kurallara göre değerlendirir. Osteopati, Amerika’da 100 sene önce uygulanmaya başlanan çağdaş, modern ve bütünlük içeren bir terapi sistemidir. Bu tedavi sistemini Dr. Andrew Taylor Still 19.yy’da tanımlamıştır. Osteopatik yöntemler kendi içinde visseral, parietal ve kranial olmak üzere 3 dala ayrılır.